24 Temmuz 2013 Çarşamba

Allah Bakidir.


Beden, ruhu maddi âlemde taşıyan hizmetkârdır. Ruh da bedeni yani (atı); helal, temiz arpa ile beslerse, o da ona daha iyi hizmet eder. Bu Âdem’deki harici suret, aynanın gösterdiği surettir. Dâhili suret dilini çıkartmazsa, harici suret hareket edemez, yani dilini çıkartamaz.

Esma-i Hüsna; Allah’ın sıfatlarının isimleridir, Er Rahman, Er Rahim, Er Rezzak, El Hakk gibi.
Allah’ın has ismi de Allah’tır. Hayy candır. (Dinsiz ol, Haksız olma, Haksız olma da, yüce yaratılmışlığının idrakini yaşa!).

Havf cehalete dayanan korkudur, haşyet bilgiye dayanan korkudur. Aklı karanlık kaplayınca, evhama yer verir ve onu hakikat sanır. Gerçeklik algısı (Hak), bir insandan alınırsa, yalan dolan başlar.

Yaratılmış her şey helâldir. Çünkü yaratan El Haliktir, El Baridir, El Musavvirdir. Bir şeye Âdem’ in nefsi eli değince, G.D.O’ lu oluyor! Halbuki, El Musavvir; eşyanın tasarımının eşsiz yorumudur (karıştırmaya ne gerek var!)

Sufiler; saflığı pratik ederler, kendi beşeri melekelerini geride bırakıp, gerçeklik (Hak) yolunun icaplarına göre yaşarlar ve bu kesret âleminde tevhide varmışlardır. Tevhit; şirkten arınmaktır.

Her şey, aslına rücu eder. İnsana ait, her şey biter. İnsan biter, dünya biter, kâinat biter. Allah kalır. Allah Bakidir. Her ne olursa olsun, eninde sonunda Allah’a döneceğiz.
Senin inancın sana, benim ki bana, zorla inanç değiştirilmez.
Israr yanlıştır, insanı iradesiz yapar!.

Miraç; insanı, beşeri güruh olmaktan, yaradılışı icabı insanlığa yükselmesi olayıdır. Bu insana hayat süreci içinde sunulmuş, mübarek bir yolculuktur. Bu yol; fani hevesler peşinde ömür tüketmek yerine, bu fani âlemden Baki olan Allah’a dönmek idrakidir. Buna mirac-ı idrak diyelim.

Miraç insanın beşerilikten, insani yükselişini gösterir.

Hamdü sena Sana,
Kalbi miraç Sana
Sadrı kitap Sana
Gönlümde yer Sana
Köle olduğunu hiç anlamayan, asla azat olamaz!

Hidayete en yakın olanın; ondan bigâne ve sapkın olması halinde, Allah’ın en büyük gazabına uğrar. (Allahın gazabı olamaz, ona kahren lütfudur). Diğer taraftan bilmek de ızdırab verir. (Izdırbaın sonu yok sanma, bu âlem de geçer).
Yalnız, insan soyut düşünür. Akıl da yalnız organizma değildir.

Derdi ile uğraşana, dert perver olana, al sana dert denir.
Mutluluk yolu dediğin yol, dertli, dikenli bir yoldur. (Kim tuzum kuru diyorsa, avunuyordur). Sana verilen hayatı nimet bilirsen, sen kanaatkârsın demektir. Kanaat etmeyen, mutlu değildir, mutlu olamaz.  Kıskanç, haset adam da mutlu olamaz.

Veciz sözler
İlimin kaynağı âlim olan Allah’tır. Taklitçi atıl akıldır. Aktif akıl, tahkik eder.

Beni çağırın geleyim! Dua davettir. Dua, kesrette vahdet çağrısıdır.

Suretine düşkün bir varlık, başka bir varlığın suretine düşer. Onu severse, hicran ve hüsran olur.

Gece kötü değildir. Geceyi kötü görmek, sendendir. Gecede de Allah vardır. Korkmak, bir bakıma seni tedbir almaya götürür. (Tedbirini berk eyle, takdir Allah’ındır).

Her ayrılış; bir kavuşmanın, her kavuşma bir ayrılığın habercisi olabilir. Allah’ sız yaşanmaz, yani cansız yaşanmaz.

Benim itibarım Allah’a şükür onun yaşattığı insanadır, eşyaya, dağa, taşa değil.

Torpili, şefaat haline getirmek istiyorsun. Mürşit bana torpil geç, torpil yap, beni kolla, ben onun için sana geldim.

Çok sevindiğim, hiçbir zaman olmadı. Benim oldu diyen yanılır!

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Rab öğretir


Bir şeyi ilkel halinden alıp, aşama aşama geliştirmek, Rabbe mahsustur.
Rab’den daha büyük terbiyeci var mıdır?
Elhamdülillah ki bizi yegâne terbiye eden, Rab olan Allah’tır. Yarab Sen ne güzel öğretirsin!
(Buna sistem-i ilâhi denir). Sistemi bilen, sistemi ilahiye hayran olur.
Terbiye eden Allah, onun ihtiyaçlarını da verir.

Öğretmenin olması için, talebenin olması lazımdır. Rab’bın olması için, eksik olan kulun olması lazımdır. Allah’ın hâşâ cinsiyeti yoktur ki, O baba, ana olsun. Cinsiyet, kulda vardır. Kul eksiktir. Dişi- erkek iki eksiktir. Onlardan, yine bir eksik olan kul gelir. Allah seni terbiye ettiği için, sen de kendi çocuğunu terbiye ediyorsun.

Gıybet sana zevk vermesin! Haset ve kıskançlık yerine ibret ve hayranlığa bak! Alın terinden hâsıl olan yemeği ye! Hakikate tabi ol! Riyadan uzak dur!
Allah’ım bana verdiklerinden, benim yanımda olanları da nasiplendir!
Nefsini ne kadar köle etmişsen, o kadar özgür olursun. Nefsine hâkim olamayan kimse ise, nefsinin esiri olur!

‘Ben nefsime kötülük ettim’ denir çünkü kötülük nefse aittir. Nefs terbiyeye muhtaçtır. Dünya terbiye yeridir.

Rabbim benimle ilgilendi demek, O beni imtihan etti demektir. Yani onu anmamı hatırlattı demektir.

Allah’a borçlu olduğunu itiraf et! Sen beni terbiye edersin de!  Sen benim Rabbimsin demen de O’nun rububiyetindendir.

Allah, tüm canlıları, embriyondan yarattı ve ona sevgi koydu. Sonra; Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Sizi terbiye eden Ben değil miyim? diye sordu. Hiç kimse, hayır Sen bizim Rabbimiz değilsin diyemez! Allah’a kul olmak, kölelik değildir, bir lütuftur!

Bu âlem, bir nizam âlemidir ve içinde niza yani kargaşa vardır. İnsanda Allah’a ünsiyet tecelli etmeden evvel, insan yabanidir, cahildir ve yabancıdır. Gaybı yalnız Allah bilir. Üflenen ruhla, insana yeryüzünün halifeliği verildi, yani kalfalığı verildi. Mühendisi âlâ Allah’tır. Terbiye bir şeyi basit halinden alıp aşama aşama, onun kemale gelme halidir. Bu Rabbin işidir. 
İnsan, Âlemi mülkle Âlemi melekût arasındadır. Varlığı temsil eder. Kul olarak ta Allah’ın emrindedir. Hayatın ve ölümün manası; Allah’ın rububiyeti hususunun, icabıdır. 

Hayat ateşten tecelli etti. Suyla dirildi, toprak ve hava işte insan! Beslenme de aynı yerden; toprak, su, ateş, havadan…

Yönetim ve hüküm makamı, arş-ül azim olan, yerin ve göğün sahibi Rab olan Allah’tır. Allah’ın emeğini kimse inkâr edemez! Her varlık üzerindeki emekten ümit kesemez.
Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerlerin Rabbidir. Ben zerreyim ama Rabbim Allah’tır.
Âlemlerin ve her varın Rabbi Allah’tır. Daha doğrusu Rab vardır, her şey vardır, Rab yoktur hiçbir şey yoktur! Hayat ve ölüm rabbidir, öğretir.
Ben Allah’ı özledim değil, Allah beni özledi. O zikretmezse, biz O’nu zikredemeyiz. Allah yarattığı her şeyi terbiye ile onun nasıl davranacağını da öğretmiştir.
Elhamdülillahil Rabbil Alemin! Her çiçek aynı toprakta büyür ve her biri kendi kokusunu aynı topraktan alır.
Karbondioksiti alıp bize oksijeni veren yaprak; muhteşem bir oksijen makinesidir. Biz böyle bir makine icada kalsak, ne karışık, büyük bir alet olur. 
Konuşma ve düşünme yeteneğimizi daima geliştiririz. Aklımızı iyi kullanmazsak, Allah’ın yardımı azalır. 
Her ne yaratılmışsa, o çifttir. Yalnız Allah tektir. Kadın erkek, gece gündüz, acı tatlı ve bunun gibi cehennem olmazsa cennet de olmazdı. Şeytan olmasaydı, rahmaniyet de olmazdı. Allah’ı rab bil. Şuurun hızı, ışığın hızından ileridir. 
Beşer güruhunun ötesinde olan insan, uyumludur. İnat eden uyumlu değildir. O, kendine ve etrafa zorluk verir.

4 Temmuz 2013 Perşembe

Allah, yerin göğün Nur’udur!


Nur kaynağı; görünmez, ama dokunduğunu aydınlatır. Allah yerin, göğün nur’udur. Yani, her şey Allah’ın nuru ile görünür. Nur, Allah’ın insana duası, ilhamı veya vahyidir.
Allah insandan desteğini çekerse, insan mutsuz olur.

Nur eşyaya vurunca, gölge hâsıl olur. Eşyanın varlığı, gölgeyi yapar. Nur’un gölgesi olamaz!
Nur’un ışını, parlağı parlatır (daha parlak yapar), mat olanı da gölgeye düşürür (daha mat yapar)
Nuru (böyle) ayrı düşüren, eşyanın gölgesidir (eşyanın tabiatıdır).

Nur, sebebi yaratandır. Ne kadar sebep (olması gereken şey) varsa, hepsi de O’nun gölgesidir!
Allah sebepsizliği (yokluğu), her şeye (varlık olmasına) sebep kılmıştır. Sebebi yaratanla, sebep birbirinin aynasıdır. Müsebbip (içindeki öz) kaşını oynatmazsa, aynada kaş oynamaz!

Esas olan; Kulluğu bilmek ve kullukta kalmaktır!

Beden, ruhu maddi âlemde taşıyan hizmetkârdır. Ruh da bedeni yani (atı); helal, temiz arpa ile beslerse, o da ona daha iyi hizmet eder. Bu Âdem’deki harici suret, aynanın gösterdiği surettir.
Dâhili suret (içindeki) dilini çıkartmazsa, harici suret hareket edemez, yani dilini çıkartamaz!

Bunu bilmemek haddini bilmemektir, cahiliyettir. İdraki ibadet, yani idrak-i kulluk; insana cevheri itibari ile zaten verilmiştir. Allah’a kulluk etmek, (Allah’tan gelip Allah’a döneceğini bilmek, bulunduğun yerde yapman gerekeni yapmak, şikâyet etmemek) kulluktur.
Ölçü, kulluğu bilmek ve kullukta kalmaktır, Ölçüyü kaçırmamak lazımdır. Allah korusun, ilâhlaşmamaktır. Asıl şirk de buradadır. Hatada ısrar etmek, iblisidir.
Allah’ın avf-u mağfireti şüphesizdir.
Allah’la pazarlık olmaz!

Veciz sözler

Sana verilen hayatı nimet bilirsen, sen kanaatkârsın demektir. Kanaat etmeyen, mutlu değildir, mutlu olamaz.  Kıskanç, haset adam da mutlu olamaz.

Hidayete en yakın olanın; ondan bigâne ve sapkın olması halinde, Allah’ın en büyük gazabına uğrar. (Allahın gazabı olamaz, ona kahren lütfudur).
Diğer taraftan bilmek  (hidayete ermek) de ızdırab verir.
(‘Izdırabın sonu yok sanma, bu âlem de geçer’).
Yalnız, insan soyut düşünür. Akıl da yalnız organizma değildir.

Derdi ile uğraşana, dert perver olana, al sana dert denir!
Mutluluk yolu dediğin yol, dertli, dikenli bir yoldur. (Kim tuzum kuru diyorsa, avunuyordur).

İlimin kaynağı âlim olan Allah’tır. Taklitçi atıl akıldır. Aktif akıl, tahkik eder.

Beni çağırın geleyim! Dua davettir. Dua, kesrette vahdet çağrısıdır.

Suretine düşkün bir varlık, başka bir varlığın suretine düşer. Onu severse, hicran ve hüsran olur.

Gece kötü değildir. Geceyi kötü görmek, sendendir. Gecede de Allah vardır.
Korkmak, bir bakıma seni tedbir almaya götürür. (Tedbirini berk eyle, takdir Allah’ındır).

Her ayrılış; bir kavuşmanın, her kavuşma bir ayrılığın habercisi olabilir. Allah’ sız yaşanmaz, yani cansız yaşanmaz.

Torpili, şefaat haline getirmek istiyorsun. Mürşit bana torpil geç, torpil yap, beni kolla, ben onun için sana geldim.

Çok sevindiğim, hiçbir zaman olmadı. Benim oldu diyen yanılır!

Benim itibarım Allah’a şükür onun yaşattığı insanadır, eşyaya, dağa, taşa değil.

Zeynep, Hz Muhammed’e âşıktı. Kimse ile evlenmek istemiyordu. Hz Muhammed onu evlatlığı Zeyd ile evlendirdi. Ama Zeynep mutlu olmadı. Hz Muhammed onu Zeyd’ten boşadı, kendisi aldı.