13 Haziran 2013 Perşembe

Hüveyda; oluş meydana çıkış;


Hüveyda, yani oluş, meydana çıkış; ezel ebet yegâne var olan Allah’ın başlangıçsız ve sonsuz oluşudur. Yine Allah’ın ezeli ve ebedi ilminden, sıfatlarının ve isimlerinin tecellilerinden bu eşya âlemi var olmuştur. Hakkın vücudu asıl olup, onlarda (eşyada) tecelli yönünden bakidir, kadimdir, yani her şeyden evvel var olan, hiçbir varlık tarafından yaratılmayan, her şeyi yaratan O’dur.

Varlık sonradan yaratılmıştır (hadis) ve fanidir. Hakiki vacibul vücut olmadan, hiçbir varlık oluşamaz. Bütün mükevvenat ve yaratılmışlar, yaratılışları gereği hadistirler, aynı zamanda ayettirler. Yani, Allah’ın yarattığı her şey onu söyleyen ayettir (delildir).

Zuhuru perde olmuştur özüne
Gözü olan delil istemez nura
Mutlu aciz kaldı Hakka Kullukta
Cümleden kim, Allah onu kayıra

Bu yaratıkların zahiri manası olduğu gibi bir de batıni manası vardır. Zahiri manaya bakan zahirde kalır, batıni manaya bakan batına (manaya) varır! İnsan-ı kâmil her ikisindedir.
Onun için asıl hüner; malumu söylemek değil, manasını ifşa etmektir!

Yaşamanın amacı Hakkı bilmektir.

Allah, yarattıkları içinde, her şeyden ilerisini yalnız insanlara meziyet olarak vermiştir.  İnsan ancak bu meziyetle varlıkların hakikatlerini kavrayabilmekte, olaylar ve fikirler hakkında yorum yapabilmekte, hikmeti Huda karşısında hayrette kalmaktadır.

İnsanda görünen gözlerin dışında, bir de görünmeyen kalp gözü vardır. Kalp gözlerini az kullanan veya hiç kullanmayan insanlara, halk arasında basiretsiz denilmektedir. Bunlar hakikatten ve hikmetten bihaberdirler.

Kulakla duyan bin bir duygudur, kulaksız duyan, gönüldeki ruhtur!
Gözle gören, görme duygusudur, gözsüz gören, gönüldeki ruhtur! 
Burunla koku alan, koku duygusudur, burunsuz kokuyu olan ruhtur!

Bütünü görene teslim ol, bütünü ancak Allah görür!  
Yaşamanın amacı Hakkı bilmektir.
Parçayı gören bütün görene teslim olmalıdır.

Allah’tan uzak kalmak, Allah’ı unutmak azaptır!

Ehli dünya; acizdir ve nedamettedir, yani pişmanlıktadır. Ehli dünyaya ahiret haram, ehli ahrete dünya haram, ehlullaha her ikisi de haram.
Onun için biz diyoruz ki; geçmişi de, geleceği de bırakalım, hali yaşayalım!
Bir Ehli tasavvufun deyişi ile:
‘Ehli dünya dünyada, ehli ukba ukbada, her biri bir sevdada, bana Allah gerek!’

Allah’tan uzak kalmak, Allah’ı unutmak azaptır!
Allah, insanın umududur. Allah, insandan umut bekler. Şüpheyi kaldırmak ister.
Doğru yolu bildirmek Allaha aittir. Bilseniz her yol Allah’ındır. Hepsi el Hak doğrudur.
Her şey O’nun emri ile doğar ve ölür. İnsanın aklı ancak bu kadarına erer.
İnsandaki zuhur-u nur, ancak yaradılışı idrak eder. Yine de, Allah’ı ne kadar akıl etse, Allah onun fevkindedir.

Dilinden ‘Allah’ı düşürmeyip aslında, O’na güvenmeyen, sıkıntıdadır. Allah’tan daha yüce ve sığınıp güvenilecek, emniyet duyulacak başka bir merci yoktur!

Allah der ki; Eğer insan benim indimdeki mertebesini bilseydi, her nefeste, ‘bugün mülk benimdir” derdi. İnsan biraz böyle diyor, bazen de şımarıyor.

Veciz sözler

İri fili, küçük ebabil kuşu yendi. Ulu Allah’ın gücünü ve düzenini hiçbir kuvvet bozamaz.

Güçlü olan, haklı değildir.  Haklı olan güçlüdür. Biri görünüşte, diğeri nihandır.
Güç ahlaksızsa, sahibini ve etrafına çektirir. Gerçek güç sahibi zulmetmez.

İlim ve hayat Hakkın niteliklerindendir!

Vücudunda, yani kendinde benlik görmek, öyle bir günahtır ki hiçbir günahla ölçülmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder